YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

Tarih : 19.06.2012

Esas No : 2012/10453

Karar No : 2012/15529

- İŞTİRAK NAFAKASI

- ANLAŞMALI BOŞANMA

- FERAGAT

ÖZET : DAVALI SAVUNMASINDA, DAVACI İLE ANLAŞMALI OLARAK BOŞANDIKLARINI, EVLİLİK BİRLİĞİ İÇİNDEKİ TÜM MALLARDAN FERAGAT ETTİĞİNİ, DAVACININ DA, BOŞANMA SIRASINDA ÇOCUKLAR İÇİN NAFAKA TALEP ETMEYECEĞİNİ BELİRTTİĞİNİ BEYAN EDEREK DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİNİ TALEP ETMİŞTİR. MAHKEMECE, DAVACI BABANIN BOŞANMA SIRASINDA ÇOCUKLAR İÇİN NAFAKA TALEP ETMEYECEĞİNİ BELİRTTİĞİ, BOŞANMA TARİHİNDEN BU GÜNE KADAR DA TARAFLARIN EKONOMİK VE SOSYAL DURUMLARINDA DEĞİŞİKLİĞİN OLMADIĞI GEREKÇESİ İLE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMİŞTİR. ÇOCUĞUN BAKIMI, EĞİTİMİ VE KORUNMASI İÇİN GEREKLİ GİDERLER ANNE VE BABA TARAFINDAN KARŞILANIR ( TMK. NUN 327/1. MADDESİ ). ANA VE BABANIN BAKIM BORCU, ÇOCUĞUN ERGİN OLMASINA KADAR DEVAM EDER ( TMK 328/1. MADDESİ ). KÜÇÜĞE FİİLEN BAKAN ANA VEYA BABA, DİĞERLERİNE KARŞI ÇOCUK ADINA NAFAKA DAVASI AÇABİLİR ( TMK. NUN 329/1. MADDESİ ). NAFAKA MİKTARI, ÇOCUĞUN İHTİYAÇLARI İLE ANA VE BABANIN HAYAT KOŞULLARI VE ÖDEME GÜÇLERİ DİKKATE ALINARAK BELİRLENİR. NAFAKA MİKTARININ BELİRLENMESİNDE ÇOCUĞUN GELİRLERİ DE GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULUR ( TMK. NUN 330/1. MADDESİ ). DAVADA, YUKARIDA BELİRTİLEN HÜKÜMLER GEREĞİNCE; MÜŞTEREK ÇOCUKLAR İÇİN İŞTİRAK NAFAKASINA HÜKMEDİLMESİ İSTENİLMEKTEDİR. HER NE KADAR, DAVACI BABA ANLAŞMALI BOŞANMA SIRASINDA DAVALIDAN İŞTİRAK NAFAKASI TALEP ETMEMİŞ İSE DE, DOĞMAMIŞ BULUNAN BİR HAKTAN FERAGAT MÜMKÜN OLMADIĞINDAN, VELAYET HAKKI KENDİSİNE VERİLEN TARAF HER ZAMAN İÇİN KARŞI TARAFTAN İŞTİRAK NAFAKASI TALEP EDEBİLECEKTİR. ÖYLE İSE MAHKEMECE, BU İLKE VE ESASLAR GÖZETİLEREK, TARAFLARIN EKONOMİK VE SOSYAL DURUMLARI VE ÇOCUKLARIN İHTİYAÇLARI GÖZETİLEREK, UYGUN BİR NAFAKAYA HÜKMEDİLMESİ GEREKİRKEN, YANILGILI DEĞERLENDİRME SONUCU YAZILI ŞEKİLDE HÜKÜM TESİSİ BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dilekçesinde, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkilinde olduğunu beyan ederek, her bir çocuk için ayrı ayrı 350 TL. iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı savunmasında, davacı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, evlilik birliği içindeki tüm mallardan feragat ettiğini, davacının da, boşanma sırasında çocuklar için nafaka talep etmeyeceğini belirttiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, davacı babanın boşanma sırasında çocuklar için nafaka talep etmeyeceğini belirttiği, boşanma tarihinden bu güne kadar da tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında değişikliğin olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır ( TMK. nun 327/1. maddesi ).

Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder ( TMK 328/1. maddesi ).

Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerlerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir ( TMK. nun 329/1. maddesi ).

Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur ( TMK. nun 330/1. maddesi )

Davada, yukarıda belirtilen hükümler gereğince; müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesi istenilmektedir.

Somut olayda, her ne kadar, davacı baba anlaşmalı boşanma sırasında davalıdan iştirak nafakası talep etmemiş ise de, doğmamış bulunan bir haktan feragat mümkün olmadığından, velayet hakkı kendisine verilen taraf her zaman için karşı taraftan iştirak nafakası talep edebilecektir.

Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve çocukların ihtiyaçları gözetilerek, uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.