Boşanma Davasında İştirak Nafakası Talep Edilmemesi

YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Tarih : 20.10.2011
Esas No : 2011/9705
Karar No : 2011/16085
- İŞTİRAK NAFAKASI
- BOŞANMA DAVASINDA İŞTİRAK NAFAKASI İSTENMEMESİ
- ANLAŞMALI BOŞANMA
ÖZET: DAVACI VEKİLİ DİLEKÇESİNDE; TARAFLARIN 2008 YILINDA BOŞANDIĞINI VE VELAYETİ DAVACIYA VERİRKEN MÜŞTEREK ÇOCUĞUN İHTİYAÇLARINI DAVACININ KARŞILADIĞINI, DAVALININ EKONOMİK DURUMU İYİ OLMASINA RAĞMEN HİÇBİR KATKIDA BULUNMADIĞINI BELİRTEREK, AYLIK 250 TL İŞTİRAK NAFAKASINA HÜKMEDİLMESİNİ İSTEMİŞTİR. MAHKEMECE; T.M.K. 329 VE 331 İNCİ MADDELERİ UYARINCA ANA VE BABASININ KÜÇÜĞÜN GİDERLERİNE KATILMASI GEREKTİĞİ, TARAFLARIN MAHKEMECE ONAYLANAN PROTOKOL UYARINCA, İŞTİRAK NAFAKASINA HÜKMEDİLMEKSİZİN BOŞANMALARINA DAİR VERİLEN KARARIN KESİNLEŞMESİNDEN 9 AY SONRA, BOŞANMA DAVASINDA NİÇİN NAFAKADAN VAZGEÇİLDİĞİ VE YENİ DAVADA İSTENİLMESİNİN GEREKÇELERİ DE YETERİNCE AÇIKLANMADAN ÇOK KISA BİR SÜRE İÇİNDE YENİDEN DAVA AÇILMASININ HAKKANİYETE UYGUN BULUNMADIĞI, ANNE YA DA BABANIN GELECEĞE DÖNÜK OLARAK KÜÇÜĞÜN GİDERLERİNE DAİR NAFAKADAN VAZGEÇMESİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI ANCAK DAVAYA KONU OLAYDA MADDİ TALEPLERDEN VAZGEÇEREK BOŞANMAYI TEMİN EDEN VE BU KARARI TEMYİZ ETMEYEN DAVACININ ARADAN ÇOK KISA SÜRE GEÇİNCE DAVA AÇMASI T.M.K. 2 NCİ MADDESİNDE DÜZENLENEN HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASINI TEŞKİL ETTİĞİ GEREKÇE GÖSTERİLEREK DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMİŞTİR.
DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2008 yılında boşandığını ve velayeti davacıya verirken müşterek çocuğun ihtiyaçlarını davacının karşıladığını, davalının ekonomik durumu iyi olmasına rağmen hiçbir katkıda bulunmadığını belirterek, aylık 250 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece; T.M.K. 329 ve 331 inci maddeleri uyarınca ana ve babasının küçüğün giderlerine katılması gerektiği, tarafların mahkemece onaylanan protokol uyarınca, iştirak nafakasına hükmedilmeksizin boşanmalarına dair verilen kararın kesinleşmesinden 9 ay sonra, boşanma davasında niçin nafakadan vazgeçildiği ve yeni davada istenilmesinin gerekçeleri de yeterince açıklanmadan çok kısa bir süre içinde yeniden dava açılmasının hakkaniyete uygun bulunmadığı, anne ya da babanın geleceğe dönük olarak küçüğün giderlerine dair nafakadan vazgeçmesinin mümkün olmadığı ancak davaya konu olayda maddi taleplerden vazgeçerek boşanmayı temin eden ve bu kararı temyiz etmeyen davacının aradan çok kısa süre geçince dava açması T.M.K. 2 nci maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
T.M.K.'nun 182/2 nci maddesine göre boşanma veya ayrılık vukuunda velayet kendisine verilmeyen eş, küçük çocuğun bakım ve eğitim giderlerine "gücü" oranında katılmak zorundadır. Bu husus kamu düzenine dair olup, tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Dolayısıyla anlaşmalı boşanmayla iştirak nafakası istenilmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme getirilebilir.
Boşanma esnasında iştirak nafakası talep edilmemesi, küçüğün ergin olacağı tarihe dek sürecek olan nafakayı kapsamaz. İştirak nafakası her an doğup işleyen haklardandır. Mahkemece, talebin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu yönündeki gerekçesi ise yasal dayanaktan yoksun olup kabul edilebilir nitelikte değildir.
Bu nedenle, mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarıyla küçüğün ihtiyaçları dikkate alınıp uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428 inci maddesi gereğince bozulmasına ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 20.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İzmirdedektiflik.com içeriğinde yayınlanan Özel Dedektiflik bilgileri Bilal KARTAL tarafından yazılmıştır. Bu yazıların tüm telif hakları İzmir Dedektiflik Hizmetleri A.Ş ye aittir. Tüm yazı ve içerikler aidiyet tescili bakımından elektronik imzalı zaman damgası ile mühürlenmiştir. Sitemizdeki yazı ve içeriklerin yazılı izin alınmadan bir kısmı veya tamamı kopyalanarak başka web sitesi, yazılı ve görsel yayın organlarında yayınlanması durumda FSEK kapsamında işlem yapılarak her türlü yasal haklarımızı kullanarak 5846 Kanun numaralı FiKiR VE SANAT ESERLERİ KANUNU ile TÜRK CEZA KANUNU İLGİLİ MADDELERİ UYARINCA hukuki ve cezai yasal işlemler başlatılacaktır. Ayrıca tüm site içeriğinde bulunmakta olan Özel Dedektiflik bilgileri uluslararası DMCA fikir hakları sistemi ile korunmakta olup, web sitemizde yayınlanan makaleleri izinsiz olarak kısmen veya tamamen alıntı yapan değiştirerek yayınlayan tüm web sitelerini Google ve benzeri arama motorları sıralama listelerinden süresiz olarak kaldırmaktadır. Diğer kanun maddeleri hukuki makaleler, dilekçeler, hukuki içerik ve bilgiler Sayın avukatların göndermiş olduğu paylaşımlardan, baro dergilerinden, kanun kitaplarından ve hukuki yayın yapan web sitelerinden alınarak okurlarımızla paylaşılan bilgilerdir. Bu bilgilerin sahiplerinden izinsiz olarak kullanılmasıda yasal sorunlarla karşılaşmanıza neden olabilir. Saygılarımızla.